|
|||||||||||||
|
|
Bilgi Toplumu Stratejisi Neden Gerekli?
Faruk Eczacıbaşı
Türkiye'nin 1990'lardaki "kayıp dönemi"ni yeniden yaşamamak için, 2000'leri de 1990'lar tipi hatalarla heba etmemek zorundayız. 2000'lerde hata yapma payımız daha daralmış durumda. Kötü ekonomi yönetimleriyle hareket alanımızı daralttığımız yıllar boyunca bir de küreselleşen dünyada rakiplerimiz de gittikçe çoğalmaya başladı. Çin, yalnızca kendisinden beklenilen gündelik ürünlerde değil, aynı zamanda daha yüksek standartta teknolojik ürünleri de çok çok ucuza üretmeye başladı. Hindistan'ın hizmet ve yazılım sektöründeki başarısı ise zaten daha 10 sene önce kendini kanıtladı. Başarı efsaneye değil, gerçek verilere dayanıyor. Türkiye'nin hata yapma payının daralmasının bir başka nedeni, 2001'de bütün ülkeyi sallayan ekonomik kriz ve bunun ardından gelen yeni ekonomik düzen. 30 yıldır enflasyonla ve yüksek faizle yönetilen ülke, şimdi nispeten düşük bir enflasyon düzeyi tutturmaya çabalıyor. Ancak, karşılığında ödenen bedel ise bir türlü hallolmayan işsizlik. Yine de, hem ekonominin kendi kendini yenilemesi hem IMF reçeteleriyle Türkiye, 2001'den sonra gerekli olan büyüme oranını yakaladı denilebilir. Bu noktada görünüşe aldanma lüksümüz yok. Kuşkucu olmak zorundayız: Duraklama ve tehlike işaretleri var. Ekonomi hakkında ülkede herkes fikir yürütüyor. Bu, normaldir. Çünkü bu konu, halkın doğrudan cüzdanını ilgilendirir. Ya, cüzdanını doğrudan ilgilendirmeyen ama dolaylı olarak yaşamını ilgilendiren diğer bazı konularda da herkes fikir yürütür mü? Örneğin ar-ge, teknoloji geliştirme-inovasyon? Bu konuları "uzmanlar" bilir ve anlar, diye bir yargımız vardır. Kamuoyuna mal olmadığı için de toplumda bu konularda kültür oluşmamıştır. İnovasyon için yeterli kaynak olmasına rağmen, bu kaynağın nasıl kullanılacağı da bilinmez. Üstelik ekonomide yenilikçilik için talep de yoktur. 21. yüzyıla girerken gittikçe daha fazla ortaya çıkan gerçek, araştırma-geliştirme, yenilenme veya yenilikçilik gibi kavramlar kamuoyuna ve ekonomiye mal edilemezse ekonomik gelişmelerin önümüzdeki yıllarda tekrar tökezleme noktasına gelecek, daha da önemlisi, hızla artan nüfusla baş edemeyecek. Aslında çok basit bir adım... Belki biraz maliyetli ama basit... Genç nüfusun bir an önce "teknoloji okuryazarı" olması, hükümet politikalarının fazla da gayret göstermeden yönlendirmesine bağlı. Getirisi; üretken, sorgulayıcı, geleceğe üretken olarak atılmaya daha hazır geniş bir genç kitle... Ama maliyetleri düşürmek ve uzun dönemli kurumlaşmayı sağlamak için, ihracatı artırmak için başka yöntem yok. Şu anda üzerinde ciddi olarak çalışılan ve bu yıl hükümet tarafından yürürlüğe konulmasını beklediğimiz "Bilgi Toplumu Stratejisi" denilen kavram ve uygulamalar bütünü bu konulara çözüm arayışı içinde. Türkiye Bilişim Vakfı olarak biz, gerek kamuya, gerek topluma, bu stratejinin önemini anlatmaya çalışıyoruz. Bunun için, çağdaş ülkelerden örnekler veriyoruz. AB'nin 2000 yılında Lizbon'da Avrupa'nın bütünü için bu konuda aldığı kararları 2005'te yeniden değerlendirmesi ardından, Türkiye'nin de Lizbon Gündemi doğrultusunda ilerlemesini öneriyoruz. 59. Hükümet, kendisinden öncekilerden farklı bir adım atarak, Türkiye'nin bilgi toplumu stratejisini tartışmak amacıyla 2003'te e-Dönüşüm İcra Kurulu'nu oluşturdu. Başbakan Yardımcısı, Ulaştırma ve Sanayi-Ticaret Bakanı, Devlet Planlama Teşkilatı, Türkiye Bilişim Derneği, Türkiye Bilişim Vakfı ve Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği temsilcilerinden oluşan bu kurul 2004'ten beri aralıklı toplantılar yapıyor. Türkiye'nin bilgi toplumu stratejisinin tartışılması sürecinde devletin, sivil toplum kuruluşlarının görüşünü sorduğuna ilk kez bu kurulla tanık olduk. Bu, 59. Hükümetin hanesine yazılan bir artı puan. Ancak, bu yöndeki çalışmaların, bizim istediğimiz hızda ilerlemesi bir soru işareti. Çağdaş ülkelerle aramızdaki dijital uçurum açıldıkça açılıyor. Bunun acı istatistiklerini sürekli olarak görüyoruz. Uygulamaya halen girmemiş veya girememiş politik eksiklikten dolayı Türkiye, yenilikçilik, yüksek teknoloji ve inovasyon alanında gittikçe daha geri plana düşmeye devam ediyor. Kısacası, tartışma sürerken, çözümler erteleniyor. Bütün ülkelerle aynı şeritte koşuyoruz. Kimimiz, yalınayak, kimimiz şişman, kimimiz atletik ve teknolojinin geliştirdiği en ileri koşu ayakkabıları ile koşuyor. Eğer yeterli dayanıklılığı, gücü ve destek donanımını gerektirdiği gibi kullanamazsak, tüm koşucuların yarışta yanımızdan geçtiğini seyredeceğiz. Daha yarışı kaybetmedik... Ama kazanmak için de tüm paydaşların seferberliğe katılması için uğraş vermesi gerekiyor.
Kaynak: Eczacıbaşı, Faruk., "Bilgi Toplumu Stratejisi neden gerekli?", Cumhuriyet Bilim Teknoloji Dergisi, 20 Mayıs 2006, syf. 10 Alıntı Kaynağı: Eczacıbaşı, Faruk., "Bilgi Toplumu Stratejisi neden gerekli?", /sayfa/Faruk_Eczacibasi-Bilgi_Toplumu_Stratejisi_Neden_Gerekli.html , Temmuz 2007 Arama önerileri: bilgi devrimi, bilgi toplumu, stratejik bilim, türk bilimi, türkiyede bilim, Onaylı Yorum Haberlerinden Sayfalar: bilgi devrimi, bilgi toplumu, stratejik bilim, türk bilimi, türkiyede bilim,
© 2000-2008 |
|