|
|||||||||||||
|
|
Zıkkımın YÖK'ü!"Gaf kültürü" siyasetin ezeli dallarından biridir... YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan daha göreve başladığı gün bu konuda özel yeteneği olduğunu ortaya koymuştu. Son örneğini de önceki akşam verdi. Prof. Özcan'ın zıkkımlı anlatımı, AKP hükümetinin neredeyse varlık nedeni saydığı imam hatip mezunlarının alan dışı üniversitelere de gidebilmesi için ne kadar yürekten çaba harcadığının somut göstergesi. YÖK Başkanı, CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce'yi saf, temiz, söylenen her şeyi yutacak bir kişi olarak görmüş olmalı ki şöyle sesleniyor: "Yüzde 5 için yüzde 95'i yakmayalım. Herkes istediği bölümde okusun. İmam hatiple ilgim yok. Gerekirse bu zıkkımları kapatalım ama, sorunu çözelim..." Sohbetin devamında da Özcan sınırsız ilerliyor: "Ne alan kalsın ne ağırlık..." AKP tipi siyasetçilerin ve bürokratların tipik davranışlarından biri şudur: Eğer hedef seçtikleri alanın kuralları işlerine gelmiyorsa, kuralcılığı dayatma gibi sunarlar ve tam özgürlük isterler... AKP tarafından YÖK'ün başında oturup söylenen hedefler doğrultusunda hazırlanan kararlara imza atmakla görevlendirilen Prof. Özcan, bunlardan biri... *** Hazır YÖK Başkanı bir gaf daha yapmışken, AKP hükümetinin YÖK'le ilgili davranış biçimlerini sütuna yatıralım... 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra kurulan AKP hükümetinin ilk Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu idi. Hemen kolları sıvadı ve herkesin diline yerleşmiş olan "YÖK reformu" için çalışma yaptı. AKP, YÖK'te her türlü reforma evet diyordu, bir şartla: İçinde imam hatip olursa! Mumcu ile bunun yapılamayacağı anlaşılınca ilk AKP kabinesinin Kültür Bakanı Hüseyin Çelik buraya kaydırıldı. O da ilk iş olarak YÖK'ü halletmeyi, affedersiniz reformdan geçirmeyi seçti... Olmadı... AKP tam 4 kez büyük girişimde bulundu. Görüntüde reform olarak sunulan adımların iki temel amacı vardı: 1- YÖK'ün yapısını tümüyle değiştirip AKP'leştirmek... (Köşk'te Sezer olduğu için üniversiteleri ele geçiremiyorlardı.) 2- İmam hatiplerin önünü açmak. Bunu açıkça söylemek yerine tıpkı zıkkım Ziya gibi örtülü dile getirmeyi yeğlediler... Bugüne gelirsek... Köşk'te AKP'nin cumhurbaşkanı oturuyor... YÖK'ün başında kendi atadıkları kişi oturuyor... Eğer reformda samimi iseler, buyursunlar yapsınlar... Yapmıyorlar. Neden? Çünkü YÖK'ü büyük ölçüde ele geçirdiler. Şimdi reform değil, YÖK üzerinden üniversiteleri AKP'leştirme zamanı... Özcan'ın gafına sığınarak söylemek gerekirse, başında bulunduğu kurumun gidişi belli: Zıkkımın YÖK'ü! *** AKP, bir kurumu ele geçirmek ya da kafasındaki bir uygulamayı yasayla dayatmak istediği zaman şunu da ihmal etmiyor: Atacağı adımın yanına halka çok hoş gelecek bir de müjde yerleştirmek! YÖK adımlarının vitrinini de üniversitelerde kontenjan arttırımı oluşturuyor. Üniversite kapısında bekleyen binlerce kişi için önemli bir müjde... Eğitim kalitesini arttırmadıktan sonra kontenjan arttırmak anlamsızmış... İşsizler ordusunun en kalabalık bölümü üniversite mezunu olanlarmış... Geçiniz efendim... Şimdi sırada yeni rektör atamaları var... Bakalım bu alanda nasıl bir "reform"la tanışacağız...
Mustafa Balbay Arama önerileri: YÖK, üniversite, üniversiteler, Türkiye, cumhuriyet, eğitim, öğretim, öğretim, rektörler, rektör, akp, akape, bilim, türkiyede bilim, türk bilimi,
© 2000-2008 |
|