|
|||||||||||||
|
|
Eğitim Sisteminde Şeytan ÜçgeniBurak ULUSAL Bir ülkenin halkını sömürmenin ve menfaat elde etmenin yolu, o halkı cehalet için de bırakmaktan geçer. Cahil bıraktırılan halk yığınları, kendisini cahil, kültürsüz ve bilgisiz bırakan "mutlu azınlığın" palazlanmasına ve küstahlaşmasına hizmet eder. Akılcılığın ve akılcı ahlak anlayışının, laik ve bilimsel eğitimin, pozitif düşünce normlarının ve aydınlanmanın geri plana itildiği sistemlerde insanları düşün bazında geri bıraktıracak ve zekâlarının gelişimine engel teşkil edecek skolastik düşünce biçimleri ve dogmalar bir "nimet" olarak insanların önüne sunulur. İnsanları sürekli olarak miskin, bir işe yaramaz halde tutma yönündeki siyaset başarıyla uygulanır. Müptezellik ve yoksulluk övülür. Dinsel hurafeler "yol gösterici" olarak lanse edilirler. Resim, heykel, müzik, tiyatro gibi insan zekâsının gelişiminde tartışmasız önemli rolü bulunan sanat dallarının önüne set çekilir. Eğitim sistemi de tamamen dine endeksli hale getirilir ki insanlar akılcılıktan uzak kalsınlar ve düşünerek, şüphelenerek ve sorgulayarak kendilerini sömüren düzene baş kaldıramasınlar. Çünkü şu tarihsel bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır ki; eğitimini dine endeksli hale getirmiş ülkelerin halkları zamanla düşünemez ve sorgulayamaz hale gelen bir koyun sürüsüne dönüşmekte, faşist uygulamalara karşı savunmasız, iç ve dış sömürüye açık bir vaziyette pejmürde yaşamlarını sürdürmektedirler. Kültürsüzleştirilen, dinsel eğitimin tezgâhından geçirilen, geleneksellik bataklığında çırpınan, aklını kullanmasını bilmeyen insanların yaşadığı toplumlarda insanlara gericilik ve hurafe aşılayan, halkın din duygularını sömüren, aydınlanmadan nasibini almamış sözde din adamlarının, iktidarın ve karanlıkçı "aydınların" işbirliği söz konusudur. Bu bir "şeytan üçgeni" dir. "Bağımsızlık", "insan hak ve özgürlükleri", "ulusal ekonomi", "sosyal adalet ve hukuk", "laik ve bilimsel eğitim" gibi kavramlar bu son derece tehlikeli "şeytan üçgeni" tarafından insanların gözünde değersizleştirilir. Her türden gericilikle mücadele eden, değişimin diyalektiğini savunan, akılcılığı rehber edinmiş, ülkesinin çıkarlarını kendi çıkarlarının üstünde gören medeni cesaret sahibi aydınların isimleri ve eserleri sır gibi saklanır. Halk aydınlansın istenmez. Artık gün, halkı cahil bırakmak gibi bir misyon üstlenmiş, karanlıkçı, samimiyetsiz, ödlek, insan sevgisinden yoksun, aydınlığa muhtaç "aydınların" günüdür. Böylesine yozlaşmış bir ortamda iktidarın akıl ve mantık dışı uygulamaları da insanlara normal gelmeye başlar. Rasyonalist ahlak anlayışından mahrum bırakılan halk yığınları zamanla hümanist anlayıştan uzaklaşarak her türden caniliği, insan hak ve özgürlükleriyle bağdaşmayan uygulamaları, bağnazlıkları, ilkellikleri, iktidarın ülkenin bağımsızlığına ipotek koyan icraatlarını kolaylıkla kabullenme eğilimindedir. Bugün Türk halkı bu " şeytan üçgeni" içine hapsedilmiştir ve her bakımdan iliklerine kadar sömürülmektedir. Çıkış yolu, Batı'nın (kendi emperyalist çıkarları açısından) ülkemiz için lüks olarak gördüğü ve tasvip etmediği "Aydınlanma"dadır!.. Kaynak: "Şeytan Üçgeni", Ulusal, Burak., Cumhuriyet Gazetesi, 24 Ağustos 2007, Sayfa 2 Arama önerileri: eğitim sistemi, cahillik, aydınlanma, cehalet, emperyalim ve bilim, Türkiyede bilim, Onaylı Yorum Haberlerinden Sayfalar: eğitim sistemi, cahillik, aydınlanma, cehalet, emperyalim ve bilim, Türkiyede bilim,
© 2000-2008 |
|