Türkçe Kullanımı Diğer Dillerden Daha Çok Beyin Geliştiriyor

Bu yazıyı okuyanlar önce şunları okudular:

ODTÜ bünyesinde kurulan Beyin Dil Araştırmaları Laboratuvarında, diller üzerine yapılan araştırmada ilginç sonuçlar çıktı...

ODTÜ Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Bölümü Öğretim Üyesi ve laboratuvarın kurucusu Doç. Dr. Gülay Ediboğlu-Cedden, dili öğrenmenin, anlamanın ve konuşmanın beyinde çok karmaşık mekanizmalar tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti.

Bu mekanizma ve süreçlerin saptanmasının, özellikle sağlıklı insanlarda çok zor olduğuna işaret eden Cedden, beyinde herhangi bir hasar olmadan, beyinle ilgili araştırma yapmanın olağan bir durum olmadığını söyledi.

Ancak kimi teknikler sayesinde bundan böyle sağlıklı insanların beyninden ölçümler alınarak dil işlevlerinin tanımlanması ve bu tekniklerle beyindeki bölgelerin saptanmasının olası olduğunu anlatan Cedden, gelişmiş ülkelerde yapılan dil çalışmalarında beyin çalışmalarına ağırlık verildiğini aktardı.

Geçen sene ODTÜ Eğitim Bilimleri Fakültesi bünyesinde kurulan EEG laboratuvarında sağlıklı insanlar üzerinde değişik dil işlemleme ve bilgi öğrenme süreçlerini tesbit etmeye çalışan araştırmalar yaptıklarını dile getiren Cedden, bu verileri yorumlayarak anadili Türkçe olanların beyinlerindeki işlemleri ölçen çalışmalar yürüttüklerini anlattı.

Cedden, Türkiye'de ilk defa sağlıklı bireyler üzerinde anadili araştırması yaptıklarını ifade ederek, araştırma sonuçlarına dair şu bilgileri verdi:

Türkçe algılamada 'beyni zorlayan dil'

''İlk sonuçlarımıza göre, Türkçede kimi potansiyelleri tesbit ettik. Bu potansiyelleri daha ilkin kimi Avrupa dillerindeki potansiyellerle karşılaştırdık. Örneğin İngilizcede normal okumada (anlamsal işlemlenmesinde) meydana gelmeyen bir potansiyel daha bulduk. Bunun yorumu şu olabilir: Türkçenin anadil olarak işlemlenmesi sırasında İngilizceyi anadili olarak konuşanlardan değişik olarak zihinde fazladan bir işlem daha, yani daha büyük bir yük meydana gelmektedir. Bu İngilizce ve Almanca'da görülmeyen bir işlem yüküdür. Türkçeyi anadili olarak konuşanlarda 400. milisaniyede ve 600. milisaniyede bir beyin yanıtı (potansiyel) meydana geliyor. Oysa ki İngilizce ve Almanca gibi dillerde düz cümlelerde sadece 400. milisaniyede bir potansiyel saptanmıştır. Türkçede ise 600. milisaniyede de bir potansiyel ortaya çıktığı saptanmıştır.''

Bu durumun Türkçenin gramer yapısından kaynaklanabildiğini ifade eden Ediboğlu-Cedden, Türkçe'de fiillerin cümlenin sonunda yer alması ve sondan çekimli olması nedeniyle, cümlenin anlaşılması için kişinin cümleyi baştan sona kadar zihninde tuttuğunu ve fiilin okunmasıyla cümleyi zihninde yeniden oluşturduğunu ifade etti.

İngilizcede bu durumun yaşanmadığını belirten Cedden, dışarıdan algılanamayacak kadar milisaniyeler düzeyinde gerçekleşen bu durumun Türkçe ve başka Avrupa'da konuşulan kimi diller arasında bir fark yarattığının bu araştırmayla ortaya çıktığını söyledi.

Azeri Türkçesi Üzerine İncelemeler

Doç. Dr. Cedden, anadili gibi Türkçe konuşan Azeriler üzerine de bir araştırma yaptıklarını ve çok iyi Türkçe konuşabilen bu öğrencilerin anadili olarak Türkçe işlemleme ile yabancı dil olarak Türkçe işlemleme potansiyelleri arasında farklar ortaya koyduklarını bildirdi.

Cedden, Türkçe'yi çok iyi konuşan Azerilerin Türkçeyi algılamaları konusunda dışarıdan fark edilmeyen ama beyin yanıtlarında gözlemlenen gecikmeler görüldüğünü söyledi.

Ayrıca, Türkiye'de yabancı dil öğretimi yöntemlerine değinen Cedden şunları söyledi:

''Türkiye de bundan böyle beynin çalışma şekline uygun dil eğitim yöntemleri geliştirilmesi mümkündür. Anadili Türkçe olan öğrenciler için yabancı dil öğreniminde ve özellikle başlangıç aşamasında olan öğrencilerde Türkçe anadilin kullanılmasının çok gereklidir. Çünkü beynin çalışması bağlantılar kurarak gerçekleşmektedir. Bilgiler arasındaki bağlantıların anlaşılır bir biçimde verilmesiyle, öğrenme çok daha hızlı ve etkin olur.''

Cedden, Türkiye'deki eğitim-öğretim sistemiyle ilgili de, ''Bizim eğitim sistemimizde de maalesef kimi eksiklikler görüyorum. Bilgi sadece test sorularını çözerek ve algoritmalar verilerek aktarılırsa bu bilgi her zaman için eksik kalır. Bilginin hep bir bağlam içinde ve neden-sonuç ilişkileri ile verilmesi öğrenme açısından çok önemlidir'' dedi.

Bu sebeplerle okullardaki test sisteminin de sorgulanması gerektiğini dile getiren Ediboğlu-Cedden, çocuklara bilgi aktarımı sırasında bilginin çocuğun seviyesine uygun, aktarım sırasındaki aşamaların birbiriyle bağlantılı olması, ama kesinlikle yüklü olmaması gerektiğini söyledi.

Ediboğlu-Cedden, araştırmalarının önemine işaret ederken, sağlıklı insanlarda anadil işlemleme süreçlerini bilmeden kimi hastalıkların teşhisinin güç olduğunu belirtti.

Ediboğlu-Cedden, bu araştırmaların ileride alzheimer, şizofreni gibi kimi hastalıkların erken tanısında sağlıklı insanlardaki Türkçe potansiyellerinin ortaya konmasının önem taşıdığını sözlerine ekledi.

Şimdi bir de ilgili bu yazıya bakmanızı öneririm:

Duru Dil Üzerine

Gülay Ediboğlu Cedden


Bu yazıdan neden arkadaşlarınız da yararlanmasın ki!...
vvvvvvvv   Beğen'e tıklayın ki haberleri olsun   ;)

didikle.com

Takip edilmekten korkmuyoruz!.. Takip için tıklayın: twitter.com/bilimbilmek

Anahtar sözcükler: Türkçe, İngilizce, yabancı dil, Dil, beyin

Benzer Yazılar


Gülay Ediboğlu Cedden'in Makalelerinden Bir Örnek


Referans bilgisi: "Türkçe Kullanımı Diğer Dillerden Daha Çok Beyin Geliştiriyor", 2011 , Bilim Bilmek sitesi, /tr/turkce-kullanimi-diger-dillerden-daha-cok-beyin-gelistiriyor.html


 Bu sayfayı Facebook'ta paylaşın.

 Bu sayfayı Twitter'da paylaşın.


[Para Kazanma Yollar�]
^.