Sakallı Celal

Sakallı Celal (Celal Yalınız) yanlış zaman ve yerde doğmuş gerçek bir düşünür, filozoftur. Sakallı Celal yazılı bir eser bırakmamış ama her biri birer eser olan insanlar bırakmıştır arkasında.

Kendisinden biraz daha bahsetmezden ilkin ufak bir fıkra:

Bir adam papağan satın almak üzere evcil hayvanlar satılan bir dükkandan içeri girer. Değişik değişik papağanlar vardır, yeşilli parlak bir tanesinin önünde durur,

"Bu ne kadar?", diye sorar.

Satıcı, "100 milyon", diye yanıt verir.

Biraz daha ileride daha alımlısına işaret ederek, "peki ya bu?", diye sorar.

"250 milyon", yanıtını alır. Beş altı tane daha papağanın fiyatını sorar, ortalama olarak aynıdırlar. Sonra dükkanın köşesinde bir kafes daha ilişir gözüne. İçinde, tüyleri dökük, renkleri solmuş ve her yeri pis görünen bir papağan vardır.

"Şu köşedeki yalnız papağanın fiyatı nedir?", diye sorunca aldığı "2 milyar" yanıtıyla afallar, "Nasıl olur!" deyince satıcı,

"Valla ben de bilmiyorum neden, ama başka papağanlar ondan hep Üstad diye bahsediyorlar", der.

Sakallı Celal'in esprili kişiliği göz önüne alınırsa bu fıkra yakışıksız kaçmayacaktır diye düşünüyorum.

Devrin hemen hemen bütün düşün insanlarının sohbetinden yararlanmaya can attığı, sözünü esirgemeden konuşan ve fikirleri zamanının ilerisinde gerçek bir aydın insandır.

Hiç kesmediği Sokrat ya da Marx sakalıyla hemen dikkat çeken, paşa çocuğu olduğu halde pejmürde giyinen, ve Tevfik Fikret'in de onun için yazdığı "Kıran olursa kırıl ama, bükülme sakın" dizesinden ayrılmazcasına eğilmeyerek reddettiği olanaklardan sonra yoksul olarak yaşamayı seçen, lakin durumuyla tezat bir biçimde aşırı titiz olup karşısındakiler onunla konuşurken elindeki Le Monde'u ağzına tutup mikroplara siper eden "Nev-i şahsına münhasır" denilen biridir Sakallı Celal.

Yakın arkadaşları arasında, Yusuf Ziya Ortaç, Ahmet Haşim, 'öğrencim' de dediği Nazım Hikmet, Ordinaryüs Matematik Profesörü Ali Yar, Haldun Taner ve Ali Sami Yen, çevresindekiler arasında Nurullah Ataç, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Kazım Taşkent gibi değişik isim ile Melih Cevdet Anday, Orhan Veli gibi pek çok şair ve yazar yer alır.

Bugün dilimizde yer etmiş, kaynağını bilmeden kullandığımız pek çok deyiş de onundur. Birkaç Sakallı Celal deyişi örneği:

"Bu kadar cehalet ama tahsille olası olur."

"Bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer ilgisizdir."

"Türkiye'de aydın geçinenler Doğu'ya doğru seyreden bir geminin güvertesinde Batı yönünde koşturarak Batılılaştıklarını sanırlar."

Harf devrimiyle beraber emrindeki işçilere yeni harfleri öğretmeye başlayan, "Sizin öğrettiğinizle, evrimle, din hocamızın öğrettikleri birbirini tutmuyor, din sınavında ne yanıt verelim?", diye soran öğrencilerine "'Aklın ve müspet ilimin isbat etmediği hiçbir hurafeye inanmıyoruz', yazın." demesi ve öğrencilerin de buna uyması üzerine sürülen, çevresindeki gençlere kendi yaptığı ufak, kulaklıklı radyoları hediye edip onları teknolojiyi takip etmeleri konusunda teşvik eden biridir kendisine 'Yalınız' soyadını seçen Sakallı Celal.

Sakallı Celal'in hayat hikayesini anlatan çok güzel bir kitap var: Orhan Karaveli'nin yazdığı "Sakallı Celal - Bir bilinmeyen ünlü'nün hayat öyküsü" isimli gülen gözlü kitap.

Şimdi bir de ilgili bu yazıya bakmanızı öneririm:

Türkiye'de Günde Kitap Okumaya Ayrılan Süre Ne Kadar? İşte Hesabı:

İlker Fıçıcılar


Bu yazıdan neden arkadaşlarınız da yararlanmasın ki!...
vvvvvvvv   Beğen'e tıklayın ki haberleri olsun   ;)

didikle.com

Takip edilmekten korkmuyoruz!.. Takip için tıklayın: twitter.com/bilimbilmek

Anahtar sözcükler: felsefe, Türk Felsefesi, Sakallı Celal, Celal Yalınız, kitap

Benzer Yazılar


İlker Fıçıcılar'ın Makalelerinden Örnekler


Referans bilgisi: "Sakallı Celal", 2012 , Bilim Bilmek sitesi, /tr/sakalli-celal.html


 Bu sayfayı Facebook'ta paylaşın.

 Bu sayfayı Twitter'da paylaşın.


[Para Kazanma Yollar�]
^.