İran ve Nükleer Bomba
Bu yazıyı okuyanlar önce şunları okudular:
İran'da yeraltı casuslar savaşı ve fizikçilere yapılan suikastler sürerken, olaylar yanıbaşımızda atom savaşı korkusu da yaratmakta. İran'da dördüncü nükleer fizikçi suikastle öldürüldü.
Bu suikastleri, yeraltı savaşlarında ABD-CIA ile beraber dünyanın en usta ülkesi İsrail'in gerçekleştirdiği konusunda büyük bir görüş birliği var. Gerçeği tam bilemeyebilirsiniz, ama gerçeği görürsünüz, "görme olayı" somut kanıtlarla desteklenmek zorunda değildir. Ama İsrail varsayımını ortaya attığınızda, yüzde 99 çevre "kanıt"ı buna işaret eder. Bu "hukuki" değil, siyasi analizdir!
Ortadoğu meselesinin özünde iki olay yatıyor. Birincisi Filistin, ikincisi ve belki de daha önemlisi petroldür. Bu kapsamda Ortadoğunun dünya egemenlik stratejisinin da kilit noktası olduğunu söyleyebiliriz. Petrolün hâlâ kapitalizmin ve bütün ekonomilerin candamarı olduğunu bilmeyen yok. Bütün çatışmalar, gruplaşmalar, örgütlenmeler, siperler, cepheler, çatışmalar, bloklaşmalar bu iki "koza"nın üzerinde örülmekte.
Filistin meselesi İsrail ve Batı tarafından çözümsüz bırakılmaktadır. Bunun İsrail tarafından anlamı, paylaştıkları topraklar üzerinde İsrail egemenliğinin sürmesidir. Burada adil bir barış yok, İsrailin sürekli sopası ve Filistin'i bastırması var.
Bu baskı, bir zamanların hiddetli İslam ve Arap ülkelerini parçalamıştır. Zengin Arap ülkeleri Amerika/Batı yanlılığı- aracılığıyla İsrail'den yanadır. Irak tepelenmiştir, Libya-Kaddafi tepelenmiştir. Sadece, birbiriyle dayanışma içindeki Suriye ve İran kalmıştır. Batı stratejisi şimdi bu iki ülkeyi de çökertmeye yöneldi.
İşin aciliyeti var üstelik: İran başarılı atom silahları üretme programını sürdürüyor. Eğer gerçekleştirmediyse hâlâ, bir-iki sene içinde atom bombası üretim aşamasına ulaşacak. Bu bakımdan İsrail-Batı, bu süreci durdurmak, engellemek için vargüçleriyle çalışıyor. Süreci kesemezlerse, bölgedeki tek atom silahına sahip ülke olan İsrail dengelenmiş olacak...
Hiç istemedikleri bir sonuç! Özellikle İsrail'in... Şimdi Batı, ambargo ile İran'ı dize getirmeye yöneldi. Petrol ambargosu ile İran'ın gelirlerini azaltmak ve dolayısıyla atom sürecini kesmek istiyorlar. AB, İranla petrol ve ürünleri konusunda yeni sözleşmeleri yasakladı, 1 Temmuz'da bütün petrol alışverişi sona erecek, enerji teknolojileri satılamayacak. İran Merkez Bankası aktifleri AB'de kısmen dondurulacak. İran AB'den altın ve değerli maden satın alamayacak.
ABD, Fransa, İngiliz emperyalistlerinin 16 savaş gemisi, iki uçak gemisi dahil, körfezde. ABD gökyüzünden de bütün bölgeyi denetim etmeye çalışıyor. İran'da da karışıklıklar kışkırtacaklardır. Suudi Arabistan ve başka küçük uydu İslam ülkeleri de mali kaynak akıtmak için devrede. Bunlar zaten Suriye'deki kışkırtmaların da arkasında.
İran Hürmüz Boğazı'nı petrol trafiğine kapatma tehdidiyle yanıt verdi. "Kapatırsak bir daha açamazsınız" diyor. Petrol pahalanacak. İran'ın günde 2,5 milyon varil petrol satışında, aslan payı aslında üçüncü ülkelerin: Çin %22, Japonya %14, Hindistan %13, Güney Kore %10, Türkiye %7.. İran petrollerinin yüzde 32si doğrudan AB ülkelerine satılıyor.
İşler kötü. Rusya ve Çin'in, İran ve Suriye'nin boğulmak istenmesine karşı oldukları biliniyor. Bu durum Batının bölgedeki karanlık ve karışık işlerini zorlaştırıyor. Tabii onlar için en iyisi, uşakları İslam ülkelerini kullanmak. Hem kolay, hem bedava!
***
Gördüğünüz gibi Ortadoğu'da koza böyle örülüyor.
Bölgeye huzurun gelmesi ve petrolün bütün dünyaya özgürce akması için, en önemli nokta olarak adil bir Filistin- İsrail barışı adımı onyıllardır atılmazken, seçim şantaj, baskı ve savaş yönünde kullanılıyor.
Şüphesiz ki ekonomileri çökmekte olan Batı emperyalistlerinin bugünkü Ortadoğu stratejisinin büyük çerçevesi, Çin'in ekonomide egemen ülke konumuna yükselmesiyle de yakından ilgili... ABD askeri güç yığımını o tarafa doğru kaydırıyor. Bu açıdan, Ortadoğu uzun vadeli bir egemenlik bölgesi oluşturmak projesinin, Doğuya uzanan ayakları da bulunuyor. Yani konu salt İsrail güvenliğini aşıyor!
İşte İran ve Suriyenin işini bitirilmesinin aciliyetinin bir nedeni de bu. Burayı bitirelim ve güvence altına alalım ki, Doğuya yoğunlaşalım.
İranlı nükleer fizikçiler de bir bir bu stratejinin kurbanları olarak hayatlarını kaybediyor...
Şimdi bir de ilgili bu yazıya bakmanızı öneririm:
Bor GizilimizOrhan Bursalı
Bu yazıdan neden arkadaşlarınız da yararlanmasın ki!...
vvvvvvvv Beğen'e tıklayın ki haberleri olsun ;)
Takip edilmekten korkmuyoruz!.. Takip için tıklayın: twitter.com/bilimbilmek
Anahtar sözcükler: Suriye, İran, İsrail, AB, ABD, emperyalizm, atom bombası, nükleer enerji, fizikçi, fizik
Benzer Yazılar
- Bor Gizilimiz
- Nükleer Santral ve Sinop Depremi
- Türkiye, Nükleer Enerjiye Yatırım Yapılırsa Karanlıkta Kalacak
- Nükleer Santraller
- Neden Nükleer Santrallere Hayır?
- Nükleer Muhterislere Açık Mektup
Orhan Bursalı'nın Makalelerinden Örnekler
- YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya'nın Bilimsel Performansı
- İran ve Nükleer Bomba
- TÜBİTAK'ta İstenmeyen Çalışanlar Yıldırılıyor mu?
Referans bilgisi: "İran ve Nükleer Bomba", 2012 , Bilim Bilmek sitesi, /tr/iran-ve-nukleer-bomba.html
Bu sayfayı Facebook'ta paylaşın.
Bu sayfayı Twitter'da paylaşın.