Sovyet Bilimler Akademisine Siyasi Müdahale

Efsanevi fizikçi Andrey Sakharov Sovyet Bilimler Akademisi'ne 1953'de seçildiğinde 32 yaşındaydı, bu tarihten beş-altı sene evvel ilk Sovet atom bombasının tasarlandığı yıllarda bu iş için gereken önemli teorik hesaplara Kurçatov ve Tamm'ın çömezi olarak ciddi katkılarda bulunduğu için, Stalin'in Sakharov’un akademiye seçilmesinde etkili olduğu söylenir. Aynı Sakharov daha sonraki yıllarda Sovyetler'deki en önemli rejim muhaliflerinden biri olmuştur ama biz şimdilik bu konuyu bir kenara bırakıp Stalinli yıllarda olanlara bakalım.

Stalin, Sakharov'un akademi üyeliğini hızlandırdığında politik bir girişimde bulunduğu kabul edilebilir; ama desteklediği bilimci, bir şarlatan ya da bilim yapıyormuş gibi görünmeye çalışan bir şakşakçı değil, bilahare yirminci yüzyılın en büyük fizikçileri arasında adı anılacak olan koskoca Sakharov'du.

Tabii bu, Stalin'in akademiyi bir çok defa feci yöntemlerle etkilemeye çalışmadığı anlamına gelmiyor. Stalin yirmili yılların sonlarından itibaren akademiyi kendi boyunduruğu altına almaya başladı, yüzlerce akademi üyesinin hayatını kararttı hatta ölümüne sebep oldu ve savunulacak bir tarafı yoktur.

Fakat Stalin'in amacı bile akademiyi bilimle uğraşan bir kurum olmaktan çıkartıp bütünüyle politik bir organizasyon haline getirmek olmadı. Stalin'in derdi bu organizasyonu kendisine bütünüyle boyun eğen, sadık ve rejimi savunan bir makina haline getirmek ve ayrıca da Sovyet bilimini ve teknolojisini dünyada bir numara yapmaktır. Stalin, bu yapmaya çalıştığının kendi içinde çeliştiğini görmediveya görmek istemedi.

Desteklediği meczub Trofim Lysenko, Mendel kuramını (dolayısıyla genetiği) reddedip zırva teorilerle Sovyet biyolojisine onlarca sene kaybettirmiş, Nikolai Vavilov gibi büyük biyologların çalışma kamplarında ölümüne sebep olmuştur.

Ama öte yandan Lysenko bile, kariyerinin ilk senelerinde özellikle tarım alanında pratik açıdan önem arzeden biyolojik çalışmalar yaptıve bilimle uzaktan yakından ilgisi olmadan oturduğu yerden çay içip maaş almaktan ve futbol ve para tartışmaktan başka hiç bir şey yapmayan yüzlerce (belki de binlerce) Türk profesörle karşılaştırıldığında gene de benim terazimde daha iyi bir yerde oturmaktadır.

Kaldı ki demokratik bir ülke olmayan Sovyetler Birliği’nde bile Stalin’in ölümünden sonra bütün akademik camia başta Bilimler Akademisi olmak üzere topyekün bir özeleştiri sürecine girdi ve Lysenko gibilerin bütün itibarını elinden aldı. Başka bir deyişle Stalin bile akademiye kendi ölümünden sonra çıkaramayacağı bir politik elbise giydirmeyi başaramadı.

Türkiye gibi akademik faaliyetin merak kaynaklı olmadığı bir ülkede gerçek bilimden ya da bilimler akademisinden bahsetmek ne kadar mantıklıdır, bu zaten başlı başına tartışılması gereken bir konu.

Sovyet Bilimler Akademisi Stalin’in en hunhar ve politik baskının en ağır olduğu dönemlerinde bile, özellikle temel bilimlerde, mühendislikte ve matematikte inanılmaz atılımlar yaptı, bilimcileri destekledi.

Durum ne Stalin zamanında, ne ondan önce, ne de ondan sonra Türkiye ile mukayese edilemez, hem de hiçbir açıdan edilemez.

Son günlerde Türkiye’de TÜBA’nın iktidar tarafından ele geçirilmeye çalışılması tartışılıyor. Acaba iktidar TÜBA’yı Stalin’in yaptığı gibi sadık bir kulu haline getirip dünyayı ele geçirme planları mı yapmaktadır (komik bir soru sorduğumun farkındayım)?

Samimi olarak söyleyeyim, eğer amaçları buysa ben daha az üzülürüm. Korkarım ki amaç bu değil. Kendisi de bilime inanmayan iktidar bu yolla Türkiye’de bilim (daha doğrusu bilim de demeyelim, teknoloji diyelim) varmış gibi gösterip içi boş laflarla gemisini götürmeye çalışacak.

Şimdi ilginç bir benzerliğe parmak basacağım ve sanırım ne demeye çalıştığımı daha iyi anlayacaksınız. İktidar Bilimler Akademisi'ni ele geçirmeye çalışıyor. Eskrimci olduğum için biliyorum ki iktidar Eskrim Federasyonu’nu da ele geçirmeye çalışıyor.

İktidarın bütünüyle alakasız bu iki (ve daha bir çok) kurum üzerindeki hakimiyet kurma çabası temel olarak aynı çarpık ve kötü niyetli mentalitenin sonucu: İktidar bilime önem veriyor mu? Hayır. İktidar eskrime önem veriyor mu ? Hayır. Türkiye bilimde başarılı mı? Hayır. Türkiye eskrimde başarılı mı? Hayır. Halk bilime önem veriyor mu? Hayır. Halk eskrime önem veriyor mu? Hayır. Peki o zaman iktidar sebep bunlarla uğraşıyor?

Çünkü iktidar kayıtsız şartsız her şeye (değer versin ya da vermesin) egemen olup bu ülkeyi bir cehenneme çevirmeye çalışıyor. Bilgisizlik, kültürsüzlük, kötü niyet ve dolayısıyla vizyonsuzluk nedeniyle onlar da dahil içinde hepimizin kavrulacağı bir cehennem.

Kaynak: "Sovyet Bilimler Akademisine siyasi müdahale", Sinan Özeren (ozerens AT itu.edu.tr), Cumhuriyet Bilim Teknik, 7 Ekim 2011, syf. 19

Şimdi bir de ilgili bu yazıya bakmanızı öneririm:

Samsun Valisi Görevden Alınıp Hakkında Soruşturma Açılmazsa Ne Olur?

Sinan Özeren


Bu yazıdan neden arkadaşlarınız da yararlanmasın ki!...
vvvvvvvv   Beğen'e tıklayın ki haberleri olsun   ;)


Takip edilmekten korkmuyoruz!.. Takip için tıklayın: twitter.com/bilimbilmek

Anahtar sözcükler: Türkiye'de bilim, TÜBA, Sovyet Bilimler Akademisi, Andrey Sakharov, Türk bilimi, akp, siyaset

Benzer Yazılar


Sinan Özeren'in Makalelerinden Bir Örnek


Referans bilgisi: "Sovyet Bilimler Akademisine Siyasi Müdahale", 2011 , Bilim Bilmek sitesi, /tr/sovyet-bilimler-akademisine-siyasi-mudahale.html


 Bu sayfayı Facebook'ta paylaşın.

 Bu sayfayı Twitter'da paylaşın.


[Para Kazanma Yollar�]
^.